Mesaj Panosu
Diyet, beslenme ve egzersiz başta olmak üzere her konuda...
-
-
bkyavas
22 May 2015 (10:24:30)Diyabetle ilgili uzun yazımda "Alyuvarlara glikoz bağlanma oranı" diye bir ifade kullandım, yanlış olmamakla birlikte bu biraz genel bir terim oldu, açıklama gereği duydum. Aslında bilinen şekli hemoglobinde glikozillenme oranı'dır, testin adı "Hemoglobin A1c" testidir.
Spor ve diyet yapıyorsanız, diyabetliyseniz bu değer daha değerli. Tek ölçüt sadece açlık kan şekeri veya durumsal kan şekeri değil, vücuda önemli zarar veren, yıpratan diyabet kan şekerinin ortalama olarak yüksek olmasıdır. Durumsal kan şekeri (bilinen şeker ölçümü; her hangi bir andaki alınan kan şekeri miktarı) sadece akut bir problemden korunma içindir.
Şurada teknik bilgi bulunuyor, ilgilenen bakabilir (diyabetliyseniz bakın zaten); http://tr.wikipedia.org/wiki/Hemoglobin_A1c
Neyse bu diyabet konusunu kapatayım artık, diyet sitesi için gereğinden fazla oldu :-)). Ama diyabetli olmadığınızı düşünüyorsanız herhangi bir zaman gidip bir açlık kan şekerini ölçtürün, farkında olmadan diyabetli de olabilirsiniz, zira diyabet belirtileri çok belirgin değildir, ama risk ve organları yıpratma oranı büyüktür, gözünüzden veya ayağınızdan olmayı beklemeyin derim.
-
-
bkyavas
22 May 2015 (00:05:51)@tusem bence karbonhidrat ile proteini ayırmak yağı bunlardan ayırmaktan daha önemli. Ama çok sayıda diyet var, sırf yağı yasaklayan diyetler de var. Ama karbonhidrat genel olarak az tüketilmesi gereken bir şey. Karbonhidrat konusuna "3'ü bir arada kahve" konusundan geldim. Kahvede "sadece 1" formülünü izliyorum, çünkü hem içindeki şeker problem, hem de kreması (beyazlatıcısı) şekerden geri kalmıyor. Kahveyi acı içemiyorum ama tatlandırıcılardan en masumunu kullanıyorum (Stevia). Şeker ve beyazlatıcı kalori veriyor ama vücuda faydası yok, onu bence gıdadan saymayın. Kremasız kahve çok daha ""cool" :-) Bence bunu tercih edebilirsiniz. Bir haftada o kahve sizi daha çok tatmin ediyor :-). Bir deneyin derim, kahveden eksik kalan kaloriyi fıstık, ceviz, kefir gibi şeyler ile güzelce doldurabilirsiniz.
-
bkyavas
21 May 2015 (23:46:01)Bu kadar uzun yazmamın bir nedeni bulunuyor. Bu şekilde "aman doktor kontrolü", "aman çok dikkat" gibi vazgeçişler ile 126 kg'a çıkmıştım. Bu işin ucu bana dokunduğu için hassas olduğum bir konudur.
Endokrinolog desteği ile şekerimi kontrol altına aldıktan sonra son 7 ayda 27 kg verdim. Şekerimi AKŞ ve TKŞ olarak ölçerek (günde 2 çift veya 3 çift ölçüm), mümkün olduğu ölçüde doğru beslenerek, doğru spor yaparak. Diyabet emarelerim sona erdi, sadece diyabet değil, pek çok rahatsızlığım (uyku apnesi vb.) sona erdi. Hayatımın sonuna kadar spor yapmaya inanıyorum.
-
bkyavas
21 May 2015 (23:36:29)@nağme81 Belirttikleriniz için teşekkürler ancak birkaç konuda muhalif olabilirim, diyabetli olup olmadığınızı bilmiyorum ama diyabetli olan bir kişinin tansiyonunu yükseltecek ve kilo/spor'u göz korkutucu yapacak maddeler belirtmişsiniz (Genelde sadece kitap bilgileridir, yaşanan şekli biraz farklıdır). :-)))
Ben 10 yıldır diyabetliyim, çevremde tip I ve tip II çok sayıda diyabetli oldu. Diyabette hastanın yükümlülükleri ve doktorun yükümlülükleri vardır ve birbirinden farklıdır. Hekim gözetiminde spor ve kilodan bahsederseniz bu yanlış olur, bir sporcu için bunu diyebilirsiniz (zorlanma ve süreklilik söz konusu) ama "gözetiminde" dediğinizde, bu durum "haftada bir doktora git, ya da boş ver sen hiç spor ve diyet yapma" anlamına gelir, bu zaten moral isteyen bir şeyi tamamen hamaliye haline getirir ve genellikle vazgeçilir, sonunda olan olur ve diyabet hastası kilosu nedeniyle hastanelik olur. Genellikle en iyi hekim ömür boyu şekerini ölçen bir hastadan daha iyi kontrol sağlayamaz, çünkü sürekli ilgilenemez. Bu durumlarda, hele hele insülin kullanacak kadar ileri ise, hastalar zaten kendi şekerlerini ölçerler. Doktora, başlamadan önce bir defa gitmesi ve periyodik normal kontrolüne gitmesi doğrudur. Doğru spor yaptığınızda şeker dengeniz inanılmaz şekilde yerini bulur, şeker belirtileri bile kaybolabilir, mesela benim alyuvarlara glikoz bağlanma oranım 5 civarı geldi son tahlilde, bu şeker hastalarında 7 veya üstüdür, 6'ya çekilmeye çalışılır. 6'nın altı şeker hastalığı olmama ile yakındır. Bu son 3 ayın ortalama kan şekeri durumunuzu AKŞ'ne göre daha fazla yansıtır.
Önemli bir nokta: İster diyabetli olun ister olmayın, spor ve kalori kontrolü zaten bir hayat boyu yapmanız gereken bir şeydir. Spora başlayacağım ve bırakacağım diye bir şey olmamalı, diyabetli için de spor yapmak dönemsel bir uğraş olmamalı, asla (Bu da "doktor kontrolünde yapılması" konusunun ne kadar garip olduğunu anlamak için önemli bir noktadır). Bu fikir kimden çıkmışsa bilmiyorum, doktorlarım arkadaşlarım oldu, arkadaşlarımdan doktorlar oldu, böyle bir gariplik duymadım, zira bu şekilde hastalıkla yaşamak zorunda olduğunuzu doktorlar bir tıbbi etik dahilinde kabul ederler ve buna uygun yönlendirirler, yani sizin hayatınıza tıbbı adapte etmeye de çalışırlar (biz buna iyi doktor diyoruz, yoksa bildiklerini sizin yanınızda kitaptan okuyup da söyleyebilirlerdi).
Önemli bir nokta daha: İster diyabetli olun ister olmayın. Sağlıklı beslenmeniz, aşırı hızlı kilo vermemeniz (ayda 4kg'dan fazla), sporda aşırı zorlamamanız (anaerobik solunuma varmadan ve bir saati geçmeden) gereklidir. Normal bir insanı hasta yapar, diyabetliyi götürür.
Spor ve diyet konusunda hekim önerisi alınmalı evet, ama zayıflatacak olan hekim değildir, o önemli olanları söyleyecek olan kişidir. Bunu karıştırmayalım. Diyabetli olup kilo vermek bu kadar zor değil, lütfen insanları korkutmayalım, dikkat edilmesi gereken şeyler bellidir.
Endokrinoloji hekimi bu işin uzmanıdır ama Türkiye'de endokrinoloji uzmanına devlet tarafında giderseniz 2 ayda randevu gelmez. Özel hekime giderseniz tarifesinden bahsetmek istemiyorum, orta gelirli biri için ayda bir veya iki gidişiniz olabilir. İç hastalıkları uzmanı da dinamik dengelerinize karşı "spor yapın ama mümkünse hareket etmeden yapın" anlamına gelecek bir şeyler söyleyecektir, zira vaka ile karşılaşma olasııkları endorinologlara göre daha azdır.
Bu ara diyabetliyseniz ve kan şekeriniz 60'a düşmüşse ağzınıza bir kesme şeker (ama fazla değil) atın ve bir taksi çağırın ve bir an önce hastanenin yolunu tutun, taksi şoförüne "şeker hastalığı" nedeniyle hastaneye gittiğinizi söylemeyi unutmayın. Çünkü bu düşüş devam etmeye meyillidir. Zaten bir şeyi diyabetinizle çelişecek şekilde çok kötü yapmışsınız demektir.
Yanınızda taşıyacağınız bisküviyi unutun, o sizi kurtarmaz. O bisküviye ihtiyaç duymamayı çok iyi öğrenin. Hipoglisemi (ŞEKERİN AŞIRI DÜŞMESİ) durumuna karşı yanınızda kesme şeker bulundurun (AMAN! YÜKSELMESİ DEĞİL). Neden kesme şeker? Çünkü bu sevimli bir çocuğa çantanızdan çıkartıp vermeyeceğiniz, orada sürekli kalabilecek bir şeydir. O şekeri kullandıktan sonra en kısa sürede hastanenin yolunu tutmanız gerekir, çünkü kısa sürede müdahale edilmezse şekeriniz o andakinden daha da aşağı düşecektir ve çok çok tehlikelidir. Eğer doktora hemen varma olasılığınız yoksa şeker için de o kadar acele etmeyin, ağzınıza karbonhidratlı bir şeyler atın. Bu "şeker alma" durumu çok uçta bir noktadır, çoğu diyabetli yaşamı boyunca bu durumla neredeyse hiç karşılaşmaz (kendini ihmal eden biri değilse, ki diyabetin şakası yoktur, temel kurallara mutlaka uymanız gerekir).
Spor açısından en önemlisini eklemek gerekiyor; Koşmak (jogging türü) diyabet için uygun bir spor değildir, ayaklar yere vurduğundan su toplama ve yara açılma olasılığı fazladır. Ayaklar diyabette en kolay yara alan ve iyileşmeyen yerlerdir. Diyabetli ayağı denilen bir kapanmayan yara durumu olabilir. Yürüyüşü tercih edin.
-
bkyavas
21 May 2015 (11:54:10)@sevisevi haklısınız, kaloriyi sağlıklı yiyeceklerden almak gerekiyor. Mineral, vitamin, protein ihtiyaçlarına da hitap edecek şekilde.
@mugetc Tamamen katılıyorum.. @nihal42 spor yaparsa (doğru şekilde) durum değişebilir. Ama sporu sadece kalorisi için değil, metabolizmayı hızlandırmak için yapmak lazım. Mesela iki günde bir (daha sonrasında 2 gün spor 1 gün dinlenme) olarak günde 40-45 dk kardiyovasküler nabız/solunum hızında yürüyüş, veya 25-30 dk yine aynı tempo ile koşu gayet yararlı olurdu (ısınma ve soğuma 5+5 dk eklemek lazım tabi). Ama açık havada, mümkünse egzoz dumanlı yol kenarında değil tabi. Bu ara havalar da güzel :-)
-
bkyavas
20 May 2015 (17:50:11)@sevisevi Alkolün tek zararı kalorisinde değil, alkol bir karbonhidrat veya yağ olmadığından dolayı vücutta yağa veya enerjiye dönüşme çevrimi biraz farklı. Bir makaleden şöyle çevireyim; "Alkol karaciğer tarafından işlenir, yüksek miktarda alkol aldığınızda karaciğer kandaki alkolü işlemek için öyle bir yük altına girer ki kanınızda serbest dolaşmakta olan alkolü bitirmeden normal yağ ve karbonhidrat işlemlerine geçemez. Bu da bunların doğrudan vücut yağına dönüşmesine neden olur.". Bunun dışında 4-5 ayrı, kaloriden bağımsız ama diyet açısından önemli dezavantajı da varmış. Mesela uyku kalitesini düşürdüğü için uykuda kalori yakmayı düşürmesi gibi.
Yani alkol her açıdan problem ama "Az tüketildiğinde sadece kalorisi yüzünden sorun oluyor, çok tüketildiğinde bedenin düzenini bozuyor ve kilo problemi olarak dönüyor." olarak yorumladım konuyu. Dozunda alındığında bazı şarap çeşitlerinin zayıflatıcı etkisi bile olduğu söyleniyor aslında. Yani ne yaparsak yapalım aşırı yapmayalım.
-
bkyavas
20 May 2015 (12:50:21)@tusem İlk bakışta sanki glisemik endeksi yüksek şeyleri olması gerekenden fazla tercih ediyorsunuz gibi görünüyor (Pilav, tatlı, şekerli kahve). Bunlar acıktırır, acıkmadan günün sonunu nasıl getiriyorsunuz? Buna rağmen az çeşit ile besleniyorsunuz, İradenizi çok zorluyor olmanız lazım sanki.
Düşük yağ tüketimine dayalı bir diyetiniz var gibi ama bazı yağlar sağlık için lazım. Bu tür diyetlerde genelde protein daha yüksek bir öneme sahiptir (bildiğim kadarı ile).
Kalorinin çok büyük bir bölümünü karbonhidrattan alıyorsunuz. Protein alımınız inişli çıkışlı. Ama düşük kalorili de beslendiğiniz için toplamda protein pek yeterli değil gibi (normalde spor da yapıyorsanız vücudunun 1kg'ı başına 1-1.5gr protein almanız gerekiyor). Günlük protein ihtiyacınız yaklaşık 100 gr civarı olmalı. Bazı günler yedikleriniz bunu karşılıyor ama bazı günler altında kalıyor. Kaslardan erimemeye dikkat derim.
Tabi bir de bunları ne zaman yediğiniz önemli (@chemist'in belirttiği üzere). Umarım bütün gün karbonhidrat alıp geri kalanları akşam yemeği olarak yemiyorsunuzdur.
Bir diyetisyen'e sadece görüşlerini almak için bile uğramakta yarar derim, zira kalori alımınız iddialı derecede düşük görünüyor. günde 1000 kcal cvarı bir erkek için biraz düşük gibi. Almanız gerekenleri (kilo yapıcılar dışında) alamayabilirsiniz, bu da sağlığı etkiler. Bence bu kadar "sıkı bir diyet" yapıyorsanız varacağınız kiloda kalabilmek için bir diyetisyen önerisini alın diye tekrarlayacağım.
-
bkyavas
20 May 2015 (12:27:40)Biranın diğer alkollü içkilerden metabolizmaya farklı etkisi olabileceği konusunda pek net bir bilgiye ulaşamadım. Genellikle diğer içeceklere göre toplamda daha fazla kalori bırakacak kadar içildiği için kilo aldırıcı olduğu ve bunun biranın türüne göre değiştiği yönde bilgiler var ama mayalanma ve su etkileri konusunda fazla bir şey yok.
-
bkyavas
20 May 2015 (12:11:06)@sarikadir biranın diğer alkollü içeceklerden biraz farklı yönleri de var gibi. toplam alkol ve kalori aynı olsa bile bira işi daha fazla bozuyor, farkın sadece ödem olduğunu sanmıyorum, fermantasyon şeklinden dolayı da bir şeyler var gibi. Zira biranın diğer alkollü içeceklerden farklı olarak böbrekleri çalıştırmak vb. gibi garip yönleri de var. Bu miktarda su aldığınızda aynı etkiyi yaratamıyor mesela. Ben bir süredir birayı baş zararlı olarak ilan etmiş durumdayım, normalde içmediğim için araştırma gereği de duymamıştım :-) Bu konuda biraz araştırıp döneceğim.
-
bkyavas
20 May 2015 (10:15:05)@yasmin38 Benzer bir tecrübeyi ben de yaşadım. Sanırım bu alkolden çok bira nedeniyle olan bir şey gibi. Su alım ve su tutma dengesinin bozulması ile ilgili bir konu gibi görünüyor. Şöyle ki; Yıllardır bira içmiyordum, şarap tercih ediyordum, serbest günümde bira içtim ve bende de aynı şey 1 gün içinde ve +2 kg kadar oldu. O gün yediklerimin toplamı bile bu kadar değildi ve kilom idrar ve terleme ile inmedi, en az bir iki hafta kadar devam etti. Alkol diyet için iyi değil, evet, ama muhtemelen alkolsüz birada da aynı şey olacaktır.