Mesaj Panosu
Diyet, beslenme ve egzersiz başta olmak üzere her konuda...
-
yorgunmelek
16 December 2016 (13:42:02)@esmetdemet emeklerinizi boşa çıkarmayın lütfen. 62 lere düşmüşsünüz ne güzel. artık tamam dediyseniz bile biraz dikkat etseniz . 1 tam yemesiniz de yarım yeseniz. bizler geri almaya müsait insanlarız muhtemelen. hepimizin aynı sorun çünkü. lütfen ama lütfen çektiğiniz eziyetleri unutmayın arkadaşlar :(
-
esmetdemet
16 December 2016 (13:17:01)Biri benim şu istahima dur desin lütfen dünyayı yiyesim oluyor bazi günler gördüğüm ne varsa alıyorum birde bir güzel yiyorum durmam lazım bir sekilde
-
zodyakbiruni
14 December 2016 (08:59:14)Herkese günaydın.
Dün akşam arkadaşım 1 yıl önce çektiğimiz fotoğrafları gönderdi ve sanki tokat yemiş gibi oldum. Kocaman bir surat, kaş-göz-dudak hepsi bir et kütlesinin içine gömülmüş gibi, altta bir gıdık, omuzlar, sırt, kollar hepsi pörtlemiş.... Kendime ne yapmışım ben böyle dedim. Kendime ne yapmışım! Ne giysen yakışmıyor. Makyaj yakışmıyor. Ne yapsan güzel olmuyorsun, güzel hissetmiyorsun, neden? Çünkü ruhun 36 bedenken, kendin 48 bedensin!
O kötü duyguların içinden çıkabilmek, ne kadar doğru birşey yaptığımı kendime tekrar hatırlatabilmek için hemen yeni fotoğraflarıma baktım. Başka birine bakar gibi. Eski Ben'e üzülüp, yeni Ben'e sevinmek.. Her iki duygu birbirinin içine geçti. Bugün çok değer verdiğim bir arkadaşımın da dediği gibi "Sen kendinden vazgeçince, herkes senden vazgeçiyor. Eşin, arkadaşların, herkes senin duyguların yokmuş, sadece yer kaplıyormuşsun gibi davranmaya başlıyor." Bunun ne demek olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyorum. Bir daha kendimi bir yağ kütlesinin içine hapsetmeyeceğim. Bir daha kendime bu kötülüğü yapmayacağım. O yüzden canı cehenneme tatlıların, böreklerin,tüm o abur cuburların. Yedik, yedik, yedikte ne oldu? Sadece biçimsiz bir çuval gibi bedenimizde birikti herşey ve o bedeni ordan oraya taşıyıp durduk onca ağırlığıyla. Ben artık başka bir ben'im ve bu yeni Ben'e haksızlık yapmak istemiyorum! Tek bir kez geldiğim dünyada sürekli göbeğimi içime çekerek, sürekli vitrinlere bakarak,sürekli diğer insanlara iç geçirerek yaşamak istemiyorum. Ruhumun ve vücudumun bedeni aynı olsun istiyorum!
-
-
asitirtil
7 December 2016 (17:46:41)@last her harfine katılıyorum. kendi kendimizin diyetisyeni olmalıyız. şişmanlık, aşırı kilo almaya meyilli bir vucud yapısında olmak şansızlık olabilir ama bunu yenmek ve en önemlısı zayıflamayı GERÇEKDEN istemek güzel sonuçlar veriyor. sihirli bir değnek gelip yağlarımızı eritmicek. kilo vermek sadece yemek yemek değil nefisle kendinle etrafınla herşeyle bir mücadele sabır dersi. vazgeçmesssek arada düşüp kalksakda devam etmelıyız.
diyetisyene giden arkadaşlarım var hıc başarılı değiller ... diyetisyenden alamadığı zayıflama elektirigini ben verdım arkadaşa . çevremde 2 kişi daha diyete başladı .. ✌
-
zodyakbiruni
7 December 2016 (14:57:39)@sevinç Ben daha önce birkaç kez diyetisyene gittim. Eline bir liste verilmesi çok can sıkıcı. Bir gün et, bir gün sebze, birgün karbonhidrat... Izgara olacak, buğulama olacak, yağsız ve tuzsuz olacak. Durum böyle olunca mecburen evden getirmek zorunda kalıyorsun, çalışıyorsan eğer... Yemeği akşamdan yapman gerekiyor, ertesi gün (eğer tavuksa) o et kokuyor. En azından ben tavuğu yeni piştiğinde yememişsem daha sonra ısıttığımda garip bir koku alıyorum ve yiyemiyorum. İşyerine getirdiğinde de bir ısıtma sorunu çıkıyor ortaya. Bir de herşey yağsız-tuzsuz olunca hayatta baharatsızlaşmaya başlıyor. Yok light peynirler, sütler,yoğurtlar, ekmekler, yaban mersinleri,fındık, badem, ceviz vs. Diyet maddi olarak da bir yüke dönüşüyor. Elinde bir liste sürekli marketlerde light ürün aramaya başlıyorsun. Bu arada öğle yemeğinde herkes yemeğini yerken sen önünde kurumuş, renksiz, susuz yemeklerle gariban gibi kalıyorsun, dışlanmış gibi.Neden? Çünkü sen, şu ana kadar boğazını tutamadığın için şimdi bu şekilde beslenmek zorundasın. Tam da öyle değil aslında bir yerde.. ama ilk bakışta uyanan duygu bu.
Diyetisyen listeleri daha kalabalık, daha çok gıda alıyoruz aslında. Bunun sebebi de sabah, öğle ve akşam yağsız ve tuzsuz tükettiğimiz yemeklerden kazandığımız kaloriler.. Bu kaloriler meyve ya da ara öğün olarak dönüyor bize. Listemiz daha kalabalık oluyor böylece. Ama dönüp baktığımızda yine ortalama 1200 kalorilik bir diyet yapmış oluyoruz.
Benim diyetarkadaşım'da sevdiğim şu; yağsız-tuzsuz yemek yemiyoruz, istediğimizi yeme özgürlüğüne sahibiz. Seçim yapabiliyoruz. Evden pişirip getirmek zorunda kalmıyoruz, ısıtmak için ocak aramıyoruz. Sınırları kendimiz belirliyoruz. Biz zaten beslenme ile ilgili herşeyi çok ama çok iyi biliyorduk, biliyoruz. Sadece şu ana kadar uygulamıyorduk. Şu anda doğru bir sistemle uygulama fırsatı buluyoruz. Kaloriyi düşük tutma amacıyla yola çıkınca zaten biz de tıpkı diyet listelerindeki toplam kalori değerlerine ulaşıyoruz. (Kendi adıma) 1200'ü geçmiyoruz. E amaç 1200 kaloriyi geçmeden beslenmek, yavaş ama sağlıklı ve de kalıcı kilo vermekse neden listelere bağlı kalalım? Neden evden yemek getirelim? Neden istediğimiz ve sevdiğimiz şeylerden mahrum kalalım? Ki bu mahrum kalma duygusu belirli bir noktadan sonra bir patlamaya neden oluyor ve direnç kırılıp eskisiden daha büyük bir iştahla sahalara dönmeye neden oluyor.
Bu noktada bu sitede olmayı, tartıda yansıyan ve de birebir bedenimde hissettiğim değişikliklerle teyit ettiğim güzel gelişmeleri yaşamaya devam etmek istiyorum, sıkılmadan, bıkmadan ve doğru yaptığını anlaya anlaya. Burada olmak, etkileşmek güzel. Hepimize kolaylıklar..
-
sevinç
7 December 2016 (14:03:13)bugune kadar hiç diyetisyene gitmedim malesef
aile hekimimiz çok ilgili biri onun önerileri ve okuduğum kitap ve makalelerden anladığım ve sonrasında uyguladığım doğal olan herşeyden abartmadan yemek
çok düşük kalorili beslenince kendi adıma konuşayım yeme isteğim kayboluyor yemek yemeyi unutuyorum sonrası halsizlik tabi. Karatay diyeti ile çok güzel kilo verdim ama tatlı kirizine giriyordum
Öğrendiğim bütün bu bilgileri kendime göre uyarladım.Diyet ve kilo vermede bana göre herşeyden önce kişinin kendini tanıması ve kararlı olması gerekiyor
-
yorgunmelek
7 December 2016 (10:03:46)@zodyakbiruni :) tebrik ederim .tekrar yüzüğünü takabilmek çok güzel bir duygu. ama ben şu an artık bolluktan takamıyorum :) daralttırmaya da üşeniyorum ve kıyamadım :) terzi söküğünü dikemezmiş ben de yüzüksüz geziyorum valla :))
-
zodyakbiruni
7 December 2016 (08:44:41)5 yıldır takamadığım alyansım ait olduğu yere geri döndü. Rahatlıkla takıyorum. Bugün güzel birgün, tıpkı gelecek tüm yeni günler gibi.
Herkese günaydın.
-
yorgunmelek
29 November 2016 (14:24:24)@ikinciperde güzel bir tarif denedim bunu. fakat akşam belli bir saatten sonra ne yeseniz yarar yani :))) sonuçta bu da bir bakliyat. yine de sıvı dışında bişi atıştırılmasa daha güzel olur. ama kırk yılda bir tabiki yapılır ;)
-
ikinciperde
29 November 2016 (14:05:32)diyetisyenin önerdiği masum bir atıştırmalık-cips tarifi: 2 su bardağı nohutu güzelce haşlıyorsunuz, sonra sevdiğiniz baharatlarla( karabiber, kekik, pul biber vs. ) ve azıcık tuzla tatlandırıyorsunuz, üzerine çok çok az ( bir tatlı kaşığı kadar) zeytinyağı gezdirip harmanlıyorsunuz, yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizip güzelce fırınlıyorsunuz. Alın size tv karşısında yiyebileceğiniz sağlıklı bir atıştırmalık...
-
hilal arslan
29 November 2016 (13:15:00)Onlari ikimizde şekersiz tüketiyoruz zaten.yanında biseyler yedigimiz icin :))) şaka bi tarafa burdan yazmak bana güzel motive oldu.teşekkür ederim ;)